17 Temmuz 2008 Perşembe

Devinim!


Genel olarak eskiden beri kendi yaşam çizgim ile Türkiye'deki gelişmeler arasında bir bağlantı kurmuşumdur. Bir kader birliği gibi, ülkede ne oluyorsa topikal bir yansıması hayatımı da etkiliyor gibime geliyor. Belki de ben Akrep Türkiye Akrep ondan. Millet bir bir içerken ben barmene duble demişim gibi. Ama sanki şimdi bişeyler değişmeye başladı. Yalnız ve güzel ülkemin tatsız, keyifsiz günler geçirdiği şu günlerde, ben oldukça heyecanlı telaşlı zamanlar geçiriyorum. Çünküü yeni eve taşındım!!! Güvenlikli bir sitede yaşıyorum artık. Çok uzun süredir istediğim, hayalini kurduğum için çok mutluyum. Kısa denebilecek bir sürede dekorasyon işlerini canım babamın yoğun emekleri ve yaratıcı çözümleri eşliğinde bitirip, bol güneşli, resim yapabileceğim, yazı yazabileceğim bir terası olan, kutu gibi bi eve yerleştik. :))

Yeni ev, yeni bi hayat demek diye düşünüyordum, artık istediğim şeyleri yapabilecektim, kendime daha çok vakit ayıracaktım diye düşünürken, eşyaları yerine yerleştirmeye başlayınca aslında eşyalara sinen yaşam hafızalarının da onlarla beraber geldiğini farkettim. Bir anda hepsini değiştirmek istedim ama bu mümkün değildi. Mümkün olana kadar da değiştirebildiklerime yaşam tarzımın hafızasının bulaşacağını düşündüm, dolayısı ile sonra yenileneceklere de bu geçecekti. Bu düşünceler arasında gidip gelirken farkettim ki aslında bu bir kaçış. Olmak istediğimiz insanla olduğumuz insan arasında bir hayal dünyası var. Şu olursa bunu yapıcam, böyle olursa daha çok yazıcam gibi. Bu aslında olmak istediğimiz kişi olamama korkusunun sebep olduğu bir kaçış. Maneviyatı maddiyata bağlamak. Tabi ki bunların ayrı olduğunu iddia etmiyorum. Ama tamamıyle bağlamak doğru değil. Dönüşümü başlatmak için bir itici güç olduğunu kabul etmeli ama gerisi insanın çabasına kalıyor.
Bu noktada sevgili Hülya Yalım'ın okumama vesile olduğu, Kafka'nın Değişim'ini hatırlamadan geçemeyeceğim. Fiziksel olarak çok büyük bir değişim geçirdiği halde, ruhunda en ufak bir kıpırdanma yaratamayan Gregor'un yaşadıklarının beni niçin bu kadar etkilediğinin de bir kez daha sağlamasını yapmış bulunuyorum.


Yazarın nazarlık notu: Nazara inanıp inanmama konusunda kararsızım ama taşındıktan bi kaç gün sonra evi su bastı. Bu susuzlukta olacak şey miydi? Kadir Topbaş duymasın! Neyse dün çok yağdı da vicdanım rahatladı biraz. Bu da nazarlığı olsun diyelim... Son söz olarak nazar etme ne olur sabret senin de olur :))
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...