12 Eylül 2009 Cumartesi

Bir Rüya İçin Ağıt ve Masumiyet


Darren Aronofsky'nin 1998 yılında senaryosunu da yazdığı Pi filmiyle sinemaseverler farklı bir yönetmenin geldiğini anlamıştı. Hatırladığım kadarı ile filmde doğadaki herşeyi ifade eden bir sayı arayan matematik dahisinin takıntı haline gelen bu amacı doğrultusunda hayattan kopuşu anlatılıyordu. 2008 yılında Wrestler filmi ile oldukça ünlendi, ben henüz izlemedim.


Aronofsky 2000 yılında Hubert Shelby'nin senaryosundan çektiği Bir Rüya İçin Ağıt'ta dört bağımlı insanın hikayesini anlatıyor. Sara Goldfarb eşini kaybetmiş hayatta tv izlemekten başka yaptığı birşey olmayan yaşlı bir kadındır, oğlu Harry ise uyuşturucu alabilmek için sürekli olarak annesinin televizyonunu rehinciye satar annesi de gidip alır. Harry, çocukluk arkadaşı Tyrone ve sevgilisi Marion ile aldıkları uyuşturucuları satarak "yırtmaya" karar verirler. Bu sırada Sara'ya bir tv şovuna katılma teklifi gelir. Sara o programa kocasının çok sevdiği kırmızı elbise ile katılmak ister ama içine giremeyecek kadar kilo almıştır. Diyet yapmaya karar verir ve bunun için diyet hapları kullamaya başlar. Bu ilaçları kullandıkça uyumamaya, halüsinasyonlar görmeye ve yemek yememeye başlar.

Harry, Marion ve Tyrone uyuşturucuları satarak iyi para kazanırlar. Harry annesini ziyarete gider, hediye olarak büyük bir televizyon alır. Annesindeki değişikliği farkeder ve ilaçları kullanmaması konusunda onu uyarır ama annesi onu dinlemez. Tyrone'ın hapse girmesi ile işler ters gitmeye başlar. Bütün paralarını onu çıkarmak için kullanırlar ve hem parasız hem uyuşturucusuz kalırlar.

Daha sonra uyuşturucu alabilecek parayı bulmak için Marion başkaları ile olmaya başlar. Harry'nin uyuşturucu enjekte ettiği kolu gittikçe kötüleşmeye başlar. Tyrone ile uyuşturucu almak için Florida'ya yola çıkar. Yolda kolunun acısına dayanamayarak bir hastaneye gider ve orada tutuklanırlar. Annesi Sara da halüsinasyon sonucu buzdolabının hareket edip ona saldırdığını sanarak evden kaçar ve garip hareketlerinden dolayı sonunda bir hastaneye götürülür.

Filmin sonunda bu dört insan da rüyalarına ulaşmak için yanlış yollarla çabalarken edindikleri bağımlılıklarının kurbanı olur ve biri kolunu, biri özgürlüğünü, biri bedenini, biri de aklını yitirir, film dördünün de cenin pozisyonunu alışı ve ulaşmak istedikleri hayallerinin gösterilişi ile biter. Sara zayıflamış ve istediği programa katılmıştır, Harry Marion'a, Tyrone bağımlı olduğu annesine, Marion da uyuşturucuya kavuşmuştur.

İnsanların vazgeçemediğinin rüyaları mı yoksa bağımlılık sahibi oldukları nesne mi olduğu da çok belirsiz, ikisi de olabilir. Filmin müziklerinin enfes olduğunu belirtmem lazım, zaten sanırım bir çok tv programında kullanılıyorlar, insana tanıdık geliyor çünkü. Filmde kırmızı rengin sadece Harry'nin hayallerinde ve Sara'nın elbisesinde kullanılması da dikkat çekici. Ayrıca uyuşturucu alındığındaki hisleri aktarmakta oldukça başarılı olduğunu düşünüyorum. Filmde hikayenin işlenişi de çok ilginç; ilk bölüm Summer yaz gibi neşeli ve umut dolu başlıyor, hayallere ulaşma yolunda ilerliyor kahramanlar, ikinci bölüm Fall sonbahar hüznü hikayeye yansımaya başlıyor, sorunlar çıkıyor, hayallerden uzaklaşılmaya başlanıyor, üçüncü bölüm Winter kış bastırıyor, karamsarlık ve dekadans.


Bir başka bağımlılık hikayesi ise Zeki Demirkubuz'un ünlü "Masumiyet"inde işlenir. Orada daha çok insan bağımlılığı işlenmiştir gerçi. Hapiste olan sevdiği adamın peşinden şehir şehir dolaşan bir hayat kadını Uğur, ona aşık olup, tüm hayatını değiştiren eski mobilyacı Bekir, hapisten çıkan ama bir işi ve yeri olmayan Yusuf'un sürüklenmelerini anlatır. Bekir Uğur'a sahip olamamaya dayanamaz ve intihar eder. Onun yerini Yusuf alır, Uğur'a aşık olur ve daha önce hapse girmesine sebep olan ablasını anlar, anlar ki insanlar zaafiyetleri sözkonusu olunca yanlış şeyler yaparlar. Uğur'a kendisi ile bir hayat kurmasını teklif eder ve reddedilir. Uğur hapisten kaçan sevdiği adamla kaçarken adamın hasımları ile çıkan çatışmada ölür. Ortada kalan sağır ve dilsiz kızına Yusuf sahip çıkar.


Bu iki filmde de görürüz ki bağımlılık neye olursa olsun insanın hayatına doğrudan zarar veren ve kurtulamadıkça insanı daha içine çeken bir bataklıktır. Sonu yoktur. Peki hiç birşeye bağımlı olmadan yaşamak mümkün mü? Sistem böyle insanlar üretiyor mu? Aksine kontrol edilebilmemize imkan sağladığı için bağımlı insanlar olmamız isteniyor. En küçük sistemden en büyüğüne bağımsız oldukça, ödün vermedikçe yalnızlaşmaya, sevilmemeye mahkum edilmiyor muyuz? Bağımlılıktan kurtulmanın yolu onu tüketebilmek. Hevesini alıp bırakıp yeni bir bağımlılık bulmak ve çok bağlanmadan bırakmak belki.


6 yorum:

Imge dedi ki...

Burcu selam,

Requiem for a Dream benim inanılmaz etkilendiğim filmlerin başında gelir.. Bayılmıştım (ve çok ağlayıp, çok bunalmıştım diye hatırlıyorum). Müziğine de bayılırım ama duyduğum anda içimi hüzün kaplatan müziklerden biridir. (zaten hep felaket haberlerinin müziği olarak kullanırlar ya..)

Masumiyet de sevdiğim ve etkilendiğim Türk filmlerinden biridir. Aralarındaki ortak yönü (bağımlılık) sen yazana kadar hiç düşünmemiştim, ama gerçekten ikisinde de içime oturan nokta bu oldu galiba: bağımlılığın insan yaşamı üzerindeki yıkıcı etkisi!

Hatırlattığın iyi mi oldu kötü mü bilemedim ( :) ), ama gerçekten de çok etkileyi filmlerdi..

Sevgiler..

burcupc dedi ki...

Selam İmge,
Güzel yorumun için teşekkürler. Bağımlı olduğumuz şeyler bizi yönetiyor ne yapsak da :) ama neye bağımlı olduğunu bilmekle bir derece bakışımızı değiştirmiş oluyoruz.

Ve haklısın dün akşam Kanal D'nin haber bülteninde sel haberlerinde Clint Mansell'ın insanın içini burkan ve "kötü şeyler olacak" hissi veren müziğini ayırdettim ben de...

Adsız dedi ki...

"bağımlılık,alışkanlık anahtarı kaybolmuş bir kelepçedir..."

Adsız dedi ki...

Beni bu filmde en çok etkileyen şey sizin de farkettiğiniz gibi insanların hayallerinden vazgeçememeleri, hayallerinin de uyuşturucu etkisi olması... İnsan düşünmeden edemiyor "hayallerinin peşinden git" sözü kesin doğru kabul edilmeli mi?

Tamer Akın dedi ki...

Bence bağımlılık zayıflıktır.İnsan ne kadar az şeye bağımlıysa o kadar güçlüdür.Jennifer connelly bu filmde daha çok genç ve cüretkar sahneleri var.Herkesin mutlaka izlemesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum.

MAVİ YUSUFÇUK dedi ki...

BEYİN KİMYAMIN BOZULDUĞUNA KANAAT GETİREN ARKADAŞLARIMIN BENİ UYARMASI SONUCU KISA BİR DÖNEM BAĞIMLILIK TEDAVİSİ GÖRDÜM TEDAVİ ESNASINDA TEK KAYGIM GÖRDÜĞÜM İMGELERDEN UZAKLAŞMA İHTİMALİYDİ ŞİMDİ O İMGELERDEN UZAK DURMAKLA İYİ Mİ YAPTIM BİLEMİYORUM.BANA BÖCEKLERDEN SÖZ ET BURCU BÖCEKLERİN KONUŞMALARINI NAKLET EDEMEZSİN ÇÜNKÜ O DÜNYAYA GİRENLER BÖCEKLERLE DOĞAL İLETİŞİME GEÇER BU İNSANI NE KADAR ÖZEL KILIYOR BİLEMEZSİN BANA RENKLERLE DİREKT NASIL TEKRAR TEMESA GEÇİLİR YOL GÖSTERECEK BİRİ VAR MI?

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...