12 Aralık 2006 Salı

Kader diyemezsin sen kendin ettin...

Kaderci Türk filmlerinin en kaderci olmayan şarkısını çok seviyorum.
Geçenlerde canım arkadaşım, Milano kaşifi editörüm Pınar "Sence kader diye bişey var mı?" dedi...
Bence Tanrı insanların iki önemli tarihini belirliyor. Doğum ve ölüm tarihini. Doğacaksak doğuyoruz, öleceksek ölüyoruz. Aradaki boşluğu nasıl doldurduğumuzu bizim seçimlerimiz belirliyor.

Kendi hayatlarımızda, labirente konan deney fareleri gibiyiz hepimiz. Yolun sonunda ne olduğunu bilmeden içgüdülerimizle veya mantığımız dediğimiz yorumlarımızla çeşitli yollar seçiyoruz. Ama asla yol sırasında ve yolun sonunda ne ile karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Bazen çıkmaz sokaklardan geri dönüyoruz, bazen giden yollar bizi peynire götürüyor.

Ama eğer labirente girmezsek peynire kavuşma şansımızın hiç olmadığını biliyoruz...

2 yorum:

"Sihirbazın şapkasında sıkışıp kalan tavşan" dedi ki...

efendim, yıllar öncesinde Hermann Hesse'nin bir kitabında okduğum şu cümle beni hala düşündürür. Acaba? derim...

"Yazgı ve Ruh aynı kavramın farklı adlarıdır"

Buyrun burdan yakın... üzerinde biraz daha düşüneyim ben bunun...

selamlar..

burcupc dedi ki...

Böyle eski bir yazıya yorum yapmanız beni çok sevindirdi. Teşekkür ederim.
Ben de aynı kanıdayım, ruhumuz kaderimizi belirliyor ya da tam tersi. Ben de düşüneyim biraz...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...