24 Kasım 2006 Cuma

Amadeus


Doğumunun 250. yılı yani 2006 dünyada Mozart yılı ilan edildi. Bunun üzerine Dtgm Amadeus isimli oyunu sahneye koydu. 5.11.2006'daki temsiline gittiğim, rejisini benim de Dialog'a gitmeme yardımcı olan büyük usta Can Gürzap 'ın yaptığı Amadeus muhteşem bir oyun! Aradan 20 gün geçmesine rağmen oyuna ait sahneler gözümün önünden gitmiyor.

Başlangıçta oyuncuların izleyicilerin arasından sahneye çıkması, ilk anda "ne oluyoruz protesto mu yapılıyor?" heyecanı yaşatsa da, bu heyecan oyunun temposunu baştan yakalamak için sıkı bi çimdik oluyor... Oyunun başrolünde Celal Kadri Kınoğlu (Salieri) ve Zafer Algöz (Mozart) var. Oyunun 3 anlatıcısı var. Olaylar Salieri'nin gözünden aktarılıyor bunu Salieri'nin kendisi yapıyor. Bu sırada sahne yani yaşam duruyor. Sanki o anları Salieri ile birlikte tekrar yaşıyoruz. Ayrıca dış olayları aktaran iki Venticelli var.

Olayları birebir Salieri ile birlikte yaşayıp, aslında iyi ve ahlaklı bir insanın nasıl kötülerin safına geçtiğini izliyoruz.

Kıskançlığın bir insanın gözünü nasıl karartabildiğine,Tanrı ile anlaşma yaptığına inanan Salieri'nin anlaşmaya uyanın sadece kendisi olduğunu farketmesiyle acımasızlaşmaya başlamasına şahit oluyoruz.
Saray bestecisi Salieri'nin, Mozart'ın ölümünden kendisini sorumlu tutması ile -pek de haksız sayılmaz- vicdanının sızlamasına dayanamayarak intihara teşebbüs etmesi fakat başarısız olması ve aslında hayran olduğu büyük dehanın 35 yaşında ölmesinden duyduğu acı ile kendi ölümünü bekleyişi... Baştan sona dekoru, efektleri ve donan anları ile temposu hiç düşmeyen bir oyun.
Mozart'ın yatağında değil de çalışma masasında ölmesi eleştirilmiş. Oysa ki bu oyun amacına benzersiz bir şekilde ulaşıyor. Hayatta başarılı olabilmek için dahi olmak gerekmediğine hatta dahi olmayanların, iyi pazarlama stratejileri ile çok daha iyi koşullara kavuştuklarını, dahilerin ise bu zekalarını doğru yönlendiremediklerinde açlıktan bile ölebileceklerini gösteriyor.
Ayrıca kötülüğün de bir sebebi olduğunu anlayabiliyor insan, hatta Salieri'yi bile yürekten anlayıp hislerini paylaşabiliyor. Kimbilir belki de benzer şeyleri daha ufak çapta kendi hayatlarımızda yaşıyoruz... Kısacası oyun ve oyuncular tüm salon tarafından ayakta alkışlanmayı sonuna kadar hakettiler ve de dakikalarca alkışlandılar.
P.S. Oyun sırasında ara ara sahneye çıkan ve rol çalan kedi de çok sevimliydi :) Anladık ki AKM kedi seviyor :)

http://arsiv.sabah.com.tr/2006/11/01/gny/ksa102-20061031-200.html
http://arsiv.sabah.com.tr/2006/11/11/gny/gny130-20061111-200.html

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...